Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Karesi Belediyesi ve Bosna Hersek Arşivleri tarafından gerçekleştirilen "Aliya İzzetbegoviç'i Yeniden Tanımak" konulu konferansta konuşan Merhum Aliya İzzetbegoviç'in Başdanışmanı Prof. Dr. Adamir Jerkoviç" Sırplar, Boşnaklardan malı mülkü ve toprağı alıp kendi içinde aileleriyle paylaşacaklardı. Boşnaklar umudunu Türkiye'de buldu."
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Karesi Belediyesi ve Bosna Hersek Arşivleri tarafından gerçekleştirilen "Aliya İzzetbegoviç'i Yeniden Tanımak" konulu konferans Salih Tozan Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. AB Politikaları Enstitüsü Başkanı Hasan Soygüzel ve Bosna Hersek Federasyonu Arşivler Direktörü ve Merhum Aliya İzzetbegoviç'in Başdanışmanı Prof. Dr. Adamir Jerkoviç'in konuşmacı olduğu konferansa; Vali Ersin Yazıcı, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur, Karesi Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Yıldız, Karesi Kaymakamı Abdulkadir Demir katıldı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur, Srebrenitsa Katliamı'nda hayatını kaybeden tüm şehitlere Allah’tan rahmet; ailelerine ve tüm Bosna halkına başsağlığı dileyerek, "Bugün Srebrenitsa'nın yanı sıra Türk Milleti'nin darbecilere karşı tarih yazdığı 15 Temmuz'u da anıyoruz. Bosnalı kardeşlerimizin 11 Temmuz 1995'ye yaşadığı insanlık zulmünde Türkiye nasıl onların yanında olduysa; Milletimizin 15 Temmuz'da yaşadığı zulümde de Bosnalı kardeşlerimiz bizlerin yanında oldu. Dünya mazlumlarının umudu olan bizler; geçmişi unutmadan, benzer acıların yaşanmayacağı barış ve huzur dolu bir geleceği inşa etmekle sorumluyuz" dedi.
Srebrenitsa ve 15 Temmuz'da hayatını kaybeden tüm şehitleri rahmet ve minnetle anarak konuşmasına başlayan AB Politikaları Enstitüsü Başkanı Hasan Soygüzel, Bosna Hersek'in kurucu Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç'in Türkiye'de Bosna'dan olduğundan daha fazla tanınıp anlaşıldığını ifade ederek, "O, bizim olmak istediğimiz kişi ve bizim yaşamak istediğimiz hayatın canlı bir örneğiydi. Aliya İzzetbegoviç, 'benim için yeryüzünde iyi, doğru ve güzel olan ne varsa onun adı İslamdır' sözünü kullanıyordu. Bu yüzden savaşı bile bir ahlak mücadelesi olarak görülmüştür" açıklamasında bulundu.
Türkiye'nin büyük bir sorumluluğu olduğunu kaydeden Hasan Soygüzel, "Biz herkes gibi olamayız, herkesin savaştığı gibi savaşamayız. Aslında 'dünya 5'ten büyüktür' derken de kendi vatanlarından sürülen 3 milyon Suriyeli kardeşimize evimizi açarken de, 15 Temmuz'da tanklara karşı yürürken de yapmaya çalıştığımız şey buydu. Bu mücadele bir ahlak ve irfan meselesidir. Aliya İzzetbegoviç'in dediği gibi 'biz de zalimlerden olursak; zulme karşı savaşmamızın bir anlamı kalmaz" dedi.
BİRLEŞİK MİLLETLER DE SIRPLAR KADAR SUÇLU
Merhum Aliya İzzetbegoviç'in Başdanışmanı Prof. Dr. Adamir Jerkoviç, Aliya İzzetbegoviç'i Yeniden Tanımak' konulu konferansta Aliya İzzetbegoviç'i ve Türkiye'nin kendilerine gösterdiği yakınlığı anlattı. 1995 yılında Nisan ayında Birleşik Milletler Güvenlik güçlerinin Srebrenitsa'yı güvenli bölge olarak ilan ettiğini hatırlatarak sözlerine başlayan Prof. Dr. Adamir Jerkoviç, "40 binden fazla Boşnak burada sığınak buldu küçük bir Hollandalı asker grubu bu bölgeyi koruyordu çok kısa bir süre içinde bu bölge Bosnalı Sırplar tarafından kuşatıldı. Bu insanlık dışı olay, Birleşik Milletler Barış Anlaşması'nda çok büyük bir iz bıraktı. Sırplar 5 gün içinde Srebrenitsa ormanlarında binlerce kişiyi öldürdü. En kötü olan bu zulmü herkes görüyordu ve herkes kendi evlerinde canlı yayında durumu takip ediyordu ama hiç kimse bu savaşı durdurmak için bir şey yapmadı. Her ne kadar Sırpların suçu olsa bile bir o kadar da birleşik milletlerin suçu vardır. Yaptığım görev Aliya İzzetbegoviç baş danışmanlığıydı. Görevim çok zordu ama bir o kadar da ilginçti çünkü bilmediğim ve bilmek istediğim şeyler hakkında cumhurbaşkanıyla konuşabiliyordum. Cumhurbaşkanım sıcakkanlı ve mütevazi bir yapıya sahipti ve bana karşı bir arkadaş gibi davranıyordu" dedi.
SIRP İDEOLOJİSİ 200 SENEDİR AYAKTA
Prof. Dr. Adamir Jerkoviç sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu ülkenin tarihinin bir parçası ve ülkenin yeniden yapılandırılması için aktif bir vatandaş olabilmek için sözlerini dikkatlice dinliyordum bu olaylara tanık olmak istiyordum. O yüzden cumhurbaşkanıyla çok farklı ve her şey hakkında bütün konuları konuşabiliyordum. Özellikle 1995'te ki katliam hakkında tavrı ve düşüncelerini merak ediyordum. Sırp ideolojisi 200 senedir ayaktadır ve asla Ölmeyecek Sırplar bütün savaşları kaybetmesine rağmen ideolojisini koruyorlar, onlar bir ahtapot gibidir bir ayağını kestiğini zaman yerine yenisi çıkıyor ve asla vazgeçmiyorlar bu ideolojinin ana amacı büyük Sırbistan'a oluşturmaktı. Bu ülkede sadece Sırplar yaşayacaktı 1918 ve 1919 senesinde bir sömürge denemesi yapmaya çalıştılar Boşnaklardan malı mülkü ve toprağı alıp kendi içinde aileleriyle paylaşacaklardı ve diğer taraftan Boşnaklar umudunu Türkiye'de buldu."